1 Nisan 2013 Pazartesi

6. HAFTANIN SONUNDA;
Bu konuda yaptığım araştırmalar sonucunda ; Doğaya müdahale edildikten sonra eski haline geri gelmesi doğaya müdahale edilen duruma göre değişir   bir kaç örnek vereyim mesela bir çiftçinin tarlasına gölge yaptığı gerekçesiyle yaklaşık 300 yıllık çınar ağacını kesip satmıştır neden mi ağaç gölge yaptığı zaman tarladaki ekinler güneş ışığını yeterince alamıyor. Şimdi böyle bir durumda bu çınar ağacının eski haline gelmesi için yeni bir çınar fidanı dikmemiz ve 300 yıl beklememiz gerekir. başka bir örnek bir vatandaşın evinin balkonundaki manzarasını kapatıyor diye komşusunun bahçesindeki ağacı kesiyor. başka biride kargalar üzerine konup rahatsız ettikleri için ağaçları kesiyor..kesilen ağaçların yerine başka ağaç dikilebilir ama çok çok zaman alır birde eskisi gibi olup olamayacağını bilemeyiz..Başka bir durum ise yanlış çevre uygulamalarından kaynaklanıyor örneğin bir çok bataklık kurutuluyor sıtma hastalıklarına sebep olduğu için bir de tarım toprağı elde etmek için ama fayda sağlanmadığı gibi birde  sulak alan ekolojilerini de yok ediyorlar. Bu yanlış uygulamalar sonucunda oradaki zengin floralar yok oluyor birde göçmen kuşların konaklandığı , çeşitli balıkların yetiştirildiği birçok türün yaşadığı alanlar  da yok oluyor. Bu müdahale sonucu buradaki doğal ortam   asla eski durumuna gelmez.Bu duruma Avlan Gölü'nü de örnek verebiliriz..Bütün bu örneklerden de anlaşılacağı gibi doğa kendisine müdahale eden insanları hiçbir zaman affetmemiştir affetmeyecektir de. Doğayı müdahalelerden önceki eski durumuna getirmek  maalesef mümkün olmamaktadır.Yani doğa istediğimizde bir takım parçalarını değiştirebileceğimiz sonrada ilk haline döndüreceğimiz bir yapı değildir...
5. HAFTANIN SONUNDA;
Bu konu hakkında yaptığım çalışmalar sonucunda şunları söyleyebilirim; karasal ekosistemde yaşayan canlılar ile sucul ekosistemde yaşayan canlılar arasında  azımsanmayacak kadar farklar vardır. Sucul ekosistemde yaşam koşulları 3 boyutludur yani canlılar bu ekosistemde suyun çeşitli derinliklerinde yaşamaktadır.Karasal ekosistemde bu durum iki boyutludur... Sucul ekosistemde balıklar deniz yüzeyine yakın yerlerde yaşar istakozlar okyanusların dibinde yaşamaktadırlar.Plaktonlar gündüzleri saklanmak için derinlere doğru gider , geceleri beslenmek için su yüzeyine çıkarlar. Birde sucul canlılar karasal canlılara göre fazlalar çünkü dünyanın 3/4 denizlerle kaplı. Sucul ekosistemlerinde belli bir yere yığılma yoktur ama karasal ekosistemlerde böyle bir durum var. Çünkü karasal bölgede yaşayan canlıların yaşadıkları belli başlı habitatlar ve ekosistemler vardır.sucul ekosistemlerde böyle bir durum yok yani nehirler göller denizler belli yerlerde değil dünyanın farklı yerlerinde bulunmaktadır.Sucul ekosistemde yaşayan bazı canlılar göç edebilirler ama karasal alanda yaşayan canlılar bunu yapmaz çünkü habitat alanları bellidir.Mesela Kutup ayısı kendi yaşama alanından başka bir alana geçerse yaşayamaz ama bu durum sucul canlıları için geçerli değil yani onlar denizde istedikleri yerlere rahatlıkla gidebilirler.Kısaca toparlarsak bu iki ekosistemde canlıların; yaşama alanları , üremeleri , beslenmeleri ,avlanmaları ve çevreye adapte olmaları gibi birçok farlılıklar vardır...